Month: Aralık 2010 (page 2 of 3)

Sen Ağlama – Süheyla Uysal

Aslında öğretmenler gününde tanıtacaktım “Sen Ağlama”yı… Çevremdeki öğretmenlere hediye etmek için bolca aldım bu kitaptan… Bu arada kitabı tam anlamıyla tek bir solukta, bir oturuşta 3-4 saatte okuyup bitirip çok etkilendiğim için de tüm çevreme ısrarla öneriyorum…
Continue reading

Farklı Yaklaşımlar, Yıkılan Klişeler…

Korkarım ki son zamanlarda otomatik vitese aldık gidiyoruz pek çok konuda. Elbette çok da saldım çayıra mevlam kayıra gibi bir durumumuz yok ama ilk bebeklik zamanlarındaki; hatta ilk yıllardaki dikkatimiz de yok kızımızın beslenmesi konusunda.
Continue reading

Oyuncak Traş Setleri

Bir süre önceki traş olma maceramızı biliyorsunuzdur. Aslında hemen o gün o yazıyı yazdıktan sonra bulmuştum şimdi bahsedeceğim ürünleri. Ama olayın şoku ve can sıkıntısıyla sonraya bırakmıştım.
Continue reading

Laranjit, Larenjit ya da Larangit

Bu çocuk milleti çocuk değil de bebek iken biz anne babalar sanırım çok daha hassas, takıntılı, dikkatli ve özenli oluyoruz. Sanıyorum sonra sonra bebeklikten çocukluğa geçişle birlikte “çocuk” varlığı artık fiziksel olarak daha talepkar olmaya -birlikte vakit geçirmek gibi- başlayınca yaşananlar yazılmamaya başlıyor. Yaşananlar yaşanılıyor, ardından ekstra enerji sarfedip yazıya dökülemiyor. (Aynı enerjiyi geri kazanmak için kalıbı dinlendirmeye çalışabiliyorsun ancak)

Düşünüyorum da geçtiğimiz senelerde en ufak hastalık ya da hastalık belirtisinde internete dadanıp detaylı araştırıp yazarken artık öyle bir şey yapmaz olmuşum. Hoş, kızımız da çok hastalanan bir model değil. Bunun için de biraz çaba harcamadık değil.

Buraya yazmak istediğim ama yazamadığım 3.yaş sonrası doktor kontrolünde doktorumuz çocukların ana okuluna başlamasıyla birlikte normal olarak artık hastalanmaya da başlayacağını. Bunu önlemenin aslında en kolay yollarından birinin el ve burun temzliği olduğu konusunda uyarmıştı bizi. Bu vesileyle bunu da burada sonunda yazmış olayım.

Geleyim aslı konuya. Z. dört gündür laranjit. (Faranjit mi laranjit mi -yoksa larenjit veya latangit mi- sürekli karıştırsam da sonunda “L”li olduğunu öğrendim) Bense yeni fark ettim ki eskiden yaptığım gibi açıp da internetten iki satr araştırmamışım bile ne ola ki bu laranjit diye. (Bknz: Kaşar baba) Üstelik de dört gündür annemiz de şehir dışında -daha da bir hafta yok ve bu apayrı bir yazı konusu olacak- ve zaten son haftalarda iyice babacı olan Z. bu ayrılık ve hastalık esnasında da iyice babacı oldu… Bu konuya da ayrıca gelirim… Laranjit’e dönelim:

Laranjit neymiş: Ses tellerinin iltihaplanmasıymış. (En kısa anlatımıyla) Daha da detay verilebilir, en genel bir tanım yapmak gerekirse:

Larenks (gırtlak), boğazın arka bölümünü soluk borusuna bağlar. Ses telleri gırtlak içerisinde bulunurlar. Larenkslerin iltihaplanmasına larenjit adı verilir ve gırtlakta çok sık rastlanan bir durumdur.

Akut larenjit genellikle viral bir enfeksiyona bağlı olarak gelişir. Soğuk algınlığı ile beraber ortaya çıkarak 1-2 hafta kadar sürebilir. Larenjit, 40 yaş altındaki yetişkinlerde ve 3 yaş altındaki çocuklarda yaygındır.

Bir de kronik larenjit var ki, kronik larenjit, sürekli devam eden akut larenjit’e bağlı olarak gelişir ve sigara kullananları daha çok etkiler.

Çocuklarda laranjit ya da larenjit’e dönecek olursak hızlı bir aramada en eli yüzü düzgün bilgiyi Pediatriportali.com‘da buldum…

Larangit ağzımızı açtığımızda gördüğümüz fariksin alt kısmı olan laringsin çeşitli baktri veya virüsler ile iltihaplanmasıdır. Bir çeşit üst solunum yolları enfeksiyonudur. Sıklıkla 6 ay -3 yaş arası çocuklarda gözlenir. Daha çok sonbahar ve kış aylarında gözlenir. Çocuklar veya bebekler sıklıkla havlar tarzda öksürük, bazen hızlı nefes alma veya nefes darlığı bazen hafif ateş ile bizlere başvururlar. Ön planda ses telleri bölgesini ilgilendirir.

Nasıl Bulaşır?

Virüsler doğrudan temasla, havaya karışan damlacıklarla veya virüsle bulaşık üst solunum yolu çıkartılarıyla kirlenen maddeler le temas sonucu bulaşır. Kuluçka süresi soğuk algınlığı virüsleri için 2-6 gün , grip virüsleri için ise 1-3 gün arasında değişir.

Belirtileri Nelerdir?

İlk günlerde burun akıntısı, hafif ateş, soğuk algınlığı belirtileri görülür. Bunlara hafif öksürük eklenebilir. Kısa sürede ses boğuklaşır. öksürük sesi havlamayı andırır. Belirtiler daha çok geceleri yoğunlaşır. Hafif öksürük 3-7 günde giderek geriler.

Soluk borusundan hava geçişi giderek zorlaşır. Burun kanatları hareket eder, göğüste kaburgalar arasının içeri doğru çekildiği görülür ve öksürük kötüleşir.

Z’de pazartesi gecesi çok yoğun, uyutmayacak miktarda öksürükle uyandığından beri benzer belirtilerden musdarip. O ilk gece nereyse acile gidecek kadar endişelendik bir ara. Öksürük nöbetleri en sonunda ıhlamurla biraz azaldı ve uykuya dalabildi Z. sabah kalktığında gayet iyiydi ve okula gitti. Ancak okulda da öksürüğünün devam etmesi sonucu okul çıkışı doktora gitti ve böylece üç gün okula gidemeyeceğini öğrendik. Şurup olarak sabah öğle akşam Actidem ve yanında da kişer damla serim fizyolojik. Yanı sıra bir defaya mahsus hastanede oksijenle birlikte maske ile verilecek bir ilaç da yazdı doktorumuz. (Bilahare yazacağım ismini) Ve de soğuk buhar…

Çarşamba annemizi yolcu etmeden önce bir gece önce başarılı olamayan maske ile ilaç be oksijen soluma işini bir daha yaptırdık hastaneye uğrayıp. Maskeyi takmak istemese de Z, yüzünün yakınında tutarak idare ettik. Ardından da 20 dakika soğuk buhar soludu. Gece 2:30 sularına kadar nerdeyse sorunsuz uyusa da o civarda öksürük nöbetleriyle uyandı. Ballı ıhlamuru kaşık kaşık içerek durumu toparladık… Sonrasında ateşi çok yükselse de sabah uyandığında ateş yoktu.

Perşembe gecesi uykuya giderken öksürükler çok artsa da her öksürükten sonra az miktar su içerek uyumayı becerdi. Gece uyansa da bir önceki gece kadar sorun yaşamadık.

Cuma gecesi huzursuz uyusa da ciddi bir bölünme olmadı. Bu arada gündüzleri çok az öksürüyor ama geceleri çok artıyor öksürükleri.

Cumartesi doktoruyla yaptığımız telefon görüşmesinde bu tip öksürüğün uzun süreceğini bunun normal olduğunu bir haftayı geçebileceğini öğrendik, rahatladık. Ancak ateş varsa görmem gerekir dedi doktoru Alev Hanım. Hafta sonu fena geçmedi geçtiğimiz günlere göre. Bu geceki durumuna göre yarın sabah okula mı yoksa doktor kontrolüne mi gideceğimiz belli olacak.

Son notlar: Actidem şurup çok keyifsiz. Annemnizin yaptığı hazırlıkla ilk günleri şuruptan sonra nar tanesi kavanzundan bir koca kaşık nar tanesiyle atlattık. Narlar bitince mandalina ve muza geçtik. Geceleri başucumuzda değişik bardaklarda su bulunuyor. (Küçük bardak verince büyük büyük verince küçük, su bardağı olunca fincan ya da tam tersi gibi krizler çıkabiliyor sabah karşı; önlem almak iyidir) Mutfakta da yapılamk üzere ıhlamur hazır bekliyor. İçine biraz bal (hatta limon) ile öksürüğü oldukça güzel şekilde sakinleştirebiliyor…

Bu arada PediatriPortalı.com‘daki bilginin yanı sıra larenjit tedavisi için bitkisel bir takım yöntemleri de şu linkte bulabilirsiniz. (Kör değneğini bellemiş gibi ıhlamurla da yola devam etmek mümkün sanırım tabii ki)

Mim: Ana Okulu, Çocuk Evi, Kreş, Gündüz Bakım Evi…

Kitubi.com‘dan (Ya da Nurturia‘dan) Damla beni de mimlemişti… Günler geçti… Sonunda vakit buldum… Ana okulu konusunda işini şansa bırakmayıp Montessori Okulu Veli İnisiyatifi içinde yer aldığımı(zı) biliyorsunuzdur. O yüzden  soruların cevapları biraz farklı olabilir. Veli inisiyatifi montessori okulumuzun adı Küçük Kara Balık Çocuk Evi oldu bu arada… İlgilenenlere de duyurmuş olayım; soruları cevaplayayım:

Continue reading

Older posts Newer posts

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑