1 Ekim çarşamba sabahı doğan oğlumuzu 3 Ekim cuma günü yüklendiğimiz gibi evine getirdik. Sonra gidip ablasını da getirince evin bayram şekeri ihtiyacı karşılanmış oldu.

Oğlanı eve çıkarmadan önce hastanede ufak çaplı bir taburculuk eğitimi veriyorlar esasen. Hatta sadeve o değil, son iki gün içinde hastane odasına gelen pek çok uzman kendi alanlarında bilgi aktarımında bulunuyor. Emzirme konusundan yenidoğan bakımına, alt değiştirme sıklığından uyku düzenine; bol süt yapmak için neler yenmesi gerektiğinden yenidoğan bebeklerin yıkanmasına kadar ihtiyacınız olacak her türlü bilgiyi hastaneden çıkmadan ediniyorsunuz.

Ve eve gelip de rutin bir hayat düzeni kurmaya başlarken bir bakıyorsunuz ki yine de soru işaretleriniz var. Bu durumda bana kalırsa hislerine güvenmek gibisi yok. Çünkü belli bir noktadan sonra herkesin bir yoğurt yiyişi olduğu gibi bir gerçek var.

Neyse; yenidoğanların evde bakımıyla ilgili bize gerek hastanede gerekse sonra eve uğrayan ebemiz Serpil tarafından anlatılanları bir özetleyeyim dedim. (Yoksa ben de unutacağım, sonra uğraş dur Google’la…)

Yenidoğanlarda Beslenme

  • Bu bebek milletinin çok sık karnını doyurması gerekiyor. Hastanenin emzirma uzmanı diyetisen doktorun verdiği bilgi günde en az sekiz kere emzirilmesi gerektiği. İlkokul ikinci sınıf matematiğiyle konuya yaklaştığımda üç saatte bir emzirmek anlamına geliyor bu. Bu üç saatlerle ilgili bir istisna yapın dedi doktor, geceleyin tek bir aralığı 4 saat yapın; böylece siz de gece biraz daha fazla uyumuş olursunuz. Tabii eğer velet uyanıp da talep etmiyorsa. Böylece bir adet 4 saatlik ara diğerleri 2-3 saat arasında farklı aralıklarda olabilir. Ama dediğim gibi eğer ki velet uyanıp da karnını doyurmak istiyorsa; yapacak bir şey yok her seferde emzirilecek. Eğer uyanmıyorsa da bu aralıklarda (en fazla) uyandırılıp ağzına meme tıkıştırılacak.
  • Ne sürede emzirmek konusu ise gerçekten kişiye özel bir durum. Hastanede olduğumuz ilk 1-2 gün ve sonrasındaki ilk günler her emzirmede yaklaşık yarım saat denmişken; ilk 4-5 günün ardından annenin ürettiği süt kalitesinin ve miktarının artmasıyla bu sürenin 10 dakilara düşebileceği söylenmişti. Her emzirmede tek bir meme; yaklaşık 10-20 dakika süre makul bir süre olarak kendini gösterdi bizde. Zaten karnını doyuran küçük insanoğlu kafasını çevirerek “istemiyorum daha fazla” diyor.
  • Peki ya uyku düşkünü miskin yenidoğan emerken uyuyakalıyorsa ve sizin planladığınız miktarda süt ememiyorsa ne olacak? Haşin davranılacak. Yapacak bir şey yok. Yüzüne çenesine yanaklarına dokunmak kesmiyorsa bizim hemşirelerden öğrendiğimiz falaka yöntemi denenebilir. Ayaklara küçük vuruşlar, gıdıklamalar işe yarıyor. Ayakları soymak, bacakları soymak da işe yarıyor. Ayrıca bu velet milleti ten temasını seviyorlar da. Aklınızda olsun.
  • Son olarak da hiçbiri işe yaramadı, velet her bir emzirmede bir süre emip sonra uyuyakalıyor, bir alternatif de çok sık aralıklarla kısa kısa emzirmek olabilir. Dedim ya; bu işin tek bir doğrusu yok; herkes çok kısa sürede kendi çocuğunu tanıyıp kendisine ve çocuğuna en uygun çözümü buluyor bence.

Yenidoğanlarda Kaka ve Bez Değişimi

  • Vücuda her girenin bir çıkışı var malum. Bu, bebeklerde de böyle. (Kızlarda böye olduğunu zaten daha önce tecrübe etmiştim; erkeklerde de çok farkı yokmuş; tek fark: “Fıskiye Efekti” (Bu konuda yapacak bir şey yok; 3 günlük de olsalar bebekler sizden akıllı olduğundanbu fıskıye golünü er ya da geç yiyeceksiniz. En güzeli tadını çıkarmak.
  • Yenidoğan bebeğin ortalama bez sarfiyatı günde 6 adet olmalıymış. Biraz eksik biraz fazla sorun olmayacaktır muhtemelen; kakaya çişe bakmadan yaklaşık 6 bez kirleten bebek sağlıklı bir dışkılama düzeni içindeymiş.
  • Çiş mevzuu çok sorun değil; açık ya da koyu renk çiş çok dert edilmiyor ama kaka konusunda biraz hazırlanmakta fayda var. Yok balangıç kakası ok geçiş kakası, birinci aşama geçiş ikici aşama geçiş derken yenidoğan kakası hazırlıksız ebeveynler için bir gerginlik konusu olabilir.
  • Veletlerin ilk birkaç kakası aslında daha anne karnındayken yutulan ve vücutta birien amniyon sıvısının atılmasından ibaret. dolayısıyla siyah-koyu yeşil renkli ve balçık kıvamında oluyor. İlk gün zaten pek bir şey emmediğinden, emse de emdiği sıvının içeriği daha pek süt olmadığından verimli bir kaka beklemek yersiz. Bu mukonyum ya da mekonyum denen kakaya hazır olmak önemli. Korkmayın hep böyle devam etmeyecek. Çocuğunuz bir uzaylı değil.
  • İlk birkaç kakadan sonra bu siyahlık – yeşillik azalıyor. Ahanda işte bu geçiş kakası. Renk gittikçe hafifliyor, o yeşillik sarıya dönüşmeye başlıyor. Bu geçişin aşamaları var ama çok da sayılara takılmamak gerekli bence. Birinci, ikinci üçüncü geçiş kakası diye takarak yapmak yerine bu dönemin bir geçiş dönemi olduğunu hatırlamakta ve geçiş esnasında kakanın renginin değişeceğini bilsek yeter bence.
  • Annenin randımanlı süt üretmesi yaklaşık 10 günü bulurmuş. İlk günler üretilen madde kolostrum oldukça zengin bir içeriğe sahip olsa da bir süre sonra doyurucu gelmeyecek ve yerini süte bırakacak. Ancak ilk günlerde çok kıymetli bir sıvı (boşa harcanmamasının önemine vurgu yapıyorum bakınız)
  • Kolostrum da yenidoğan bünyesinde müshile benzer bir etki yaparmış efem. Dolayısıyla yavruyu daha ilk günden ishal ettik; vah yavrumun başına gelenler; nedir benden bizden çektiği gibi kaygılara gark olmak gereksizmiş.
  • Yani; anneden emdiği ilk birkaç günkü sıvılar (kolostrumdan anne sütüne geçiş de denebilir) bebeğinizin kakasının sıvılaşmasına sebep olabilir; sağlıklı sarı renkli yenidoğan kakasına ulaşana kadar br süre sulu zırtlak kakalara denk gelebilirsiniz bezlerde. Neymiş? Panik yok.
  • Süt kakası denen kakaya da “bebek hardalı” denirmiş. (Hardal seven bir insan olarak bu duruma sevnmeli miyim üzülmeli miyim henüz karar veremedim) Ama bu bebek kakası hardalı yenidoğan kakasından nasıl bir kıvam beklememiz gerektiğine dair fikir verecektir.
  • Kakaların miktar olarak adam yerine konması için madeni para büyüklüğünü geçmiş olaması gerekirmiş. Günde 3-4 kaka sağlıklı sayılrımış. BUnları da not ettikten sonra çok da bir şey kalmıyor.
  • Kız bebeklerde ilk günlerde biraz vajinal akıntı olabilirmiş. Bu konuda da panik olmamak lazımmış. Bu akıntının içinde çok az miktarda kan da bulunabilir. Bu ilk adet döneminin bir benzeriymiş. Buna anneden gelen hormonlardaki bir artış sebep olurmuş ve dediğim gibi endişeye mahal yokmuş. Ama gelmeye devam ederse de kıllanmakta ve doktorunuza danışmakta da fayda var elbette.

Aslında yenidoğan bakımı ile ilgili yazacak şey çok. Şimdilik burada durayım oğlanın altı değişecek sonra dürttürülüp annesinin memesine takılacak, sonra gırklatılacak.

Tam da yeri gelmişken; yenidoğanlarda gaz olsun kolik olsun anna babalarda sıkıntıya sebep olan durumlar 21. günden sonra ortaya çıkarmış. Dolayısıyla hazırlıklı olmak lazım. İlk günlerdeki gaz pek gaz sayılmaz yani. Bu arada karnı doyduktan sonra veledi omza atıp sırtını patpatlamak yerine sıvazlamak daha tercih edilesi bir yöntemmiş.

Sağlıklı emzirmeler, gırklatmalar ve hardal renkli kakalar efem.