O kadar çok şey birikmiş ki yazacak (ve bu aralar da o kadar hızla yenileri ekleniyor ki) ne kadar işi gücü bırakıp blog yazsam da liste erimiyor…

Öte yandan da fark ettim ki günde ikiden fazla yazı yazdığımda uyarı sistemi okuyuculara mesaj atmıyormuş. Dolayısıyla yeni yazılardan anında haberiniz olmayabilir sonra söylemedi demeyin. (Bu acaba bundan sonra günde üçer üçer yazılar mı geliyor demek bilemedim…)

Gelelim asıl konuya: Geçtiğimiz hafta pazar günü bir arkadaşımızın tavsiyesiyle anadolu yakasında Maltepe – Kartal sırtlarında bir mekana kahvaltı etmeye gittik.

Mekanın adı: “No Name” Cafe-Restoran tarzı bir yer. “Bize ne?” diyeceksiniz ama konu şu ki, No Name Cafe (en azından benim) şimdiye kadar gördüğüm en büyük çocuk odasına – daha doğrusu “çocuk evi”ne sahip. (Sanırım bizim ev kadar vardır çocuk odaları. İnanılmaz büyüklükte bir top havuzu, salıncaklar, tahtıravalliler, (bir kısmı açıkhavada bir kısmı çocuk evinin içinde) Ufak bir “çocuk sineması” çocukların asılıp sallanabileceği türlü ipler ve halatlar, yerler boydan boya halı kaplı (üzerinde yollar, arabalar, trafik işaretleri olan ike halılarından) ve sıkı durun, çocuk evinin hemen yanı başında mini mini bir hayvanat bahçesi. (Daha doğrusu hayvanatçık bahçeciği… :) Bir ufak at (tamam, pony diyelim) cüce keçiler, her boy bir sürü tavşan, kazlar, tavuklar…

Öte yandan, cafe-restoran olan ayrılan bahce ve binaların (ve yeşil alanın) hemen bitişiği yine aynı kişilere ait kocaman bir köpek çiftliği. Dolayısıyla her tür köpeği de ufak bir kapıdan gecerek tanımanız mümkün.

Bayram tatilinin son günü, pazar sabahı ve yağmura rağmen gittiğimizden bizden başka kimse yoktu ve havalar da soğuduğundan bahçenin tadını çıkaramadık ama eminim ki güzel havalarda özellikle de yazın özellikle çocuklu aileler için son derece keyifli bir ortam oluyordur. (Özellikle de çocuk evi düşünülürse) Zeynep soğuğa rağmen top havuzunda oldukça keyifli zaman geçirdi. (Tanıdığımız nerdeyse herkes gibi biz de ilk anda top havuzundaki toplar pistir kirlidir diye vik vik ederken bulduk kendimizi. Sonra çaresiz ayakkabıları çıkarıp top havuzunda yerimizi aldık ki en azından Zeynep’in topları ısırmaya çalışmasını engelleyelim.)

Bu arada -sonradan mekanın sahibi olduğunu öğrendiğimiz- bir bey (Sanırım Tansu Bey) gelip top havuzunun tozlu ve kirli olduğu konusunda uyardı bizi. Uyarmakla kalmayıp arkasından gelen üç kişiyle birlikte yüzlerce (belki de binlerce) topu büyük torbalara doldurmaya başladılar. (Deniz öğrenmiş, 15.000 topmuş) Meğer topların yıkanma zamanı gelmiş. Mekan çok daha eski olsa da çocuk evi bu sene yapılmış daha, toplar belli aralıklarla yıkanıyormuş, hazır havalar soğumuş kiseler yokken çocuk evinin bakımı yapılacakmış, ve kışın da bir tarafı açık olan çocuk evinin açık tarafı kalın naylonlara (cafeleri kapamakta kullanılan) kapanacak ve hizmet vermeye devam edecekmiş. (Tahmin ettiğimiz gibi mekanın sahibinin de 5-6 yaşlarında çocuğu varmış)

Başlangıçta yol uzak ve sapa gibi gelse de aslında değil, denemeye değer. Fiyatlar orta halli. Özellikle baharda çok keyifli olacağı kesin.

Detaylı bilgi isteyenler için No Name Cafe’nin web sitesi şurada…

Hemen yanı başındaki Academy Dog Kennels web sitesi de burada… (Burda çocuk parkının da ufak fotografları var)

(Çocuk bölümü yeni olduğu için sitede fotografları yok… şimdilik telefonla çektiğim deneme amaçlı bir çocuk havuzu fotografıyla idare etmeniz gerekecek korkarım ki ;) )