Month: Eylül 2007 (page 2 of 2)

Meğer Üşütmüşüz

Bugün aylık rutin kontrole gittik, aynı anda ateşli olma ile ilgili doktor ziyaretimizi de yapmış olduk. Bir taşla iki kuş oldu. Evet, Zeynep üşütmüş.Ateş, bu kadar ufak veletlerde önemli birşeymiş, koruma kalkanları, doktorumuzun deyimiyle bariyerleri daha çok ince ve zayıf olduğundan bu tip sorunlar önemsenmesi gereken durumlarmış.

Üşütme; halsizlik, ateş, ishal, emerken memeyi çekememe (çekiş gücü kaybı) gibi şekillerde kendisini gösterirmiş. Bizim durumumuzda halsizlik, ateş, boğazda hafif kızarıklık gibi göstergeler var.

Muayenenin ardından bir adet daha yarım fitil sahibi oldu Zeynep. Bir kaç gün 6 saatte bir fitil. Fitil’i fırlatırsa (olabilen bir şey bu) o zaman da şurubumuz var. Doktorumuzu, 38.5 dereceye kadar antibiyotik veya benzeri bir ilaç tedavisine gerek olmadığını, 38.5 derece ateşte de önce kan ve idrar tahliline bakılıp ona göre iğne verileceğini söyledikten sonraki ateş kontrolünde kızımızın ateşi 38.5 derece olunca doktordan sonra aynen kan tahliline gidildi. Sonuçlara göre tedaviye karar verielecek ancak şu anda hanfendinin ateşi fitilin de etkisiyle (üstüne de iki saat uyudu) 36.7 derece.

Günün güzel haberlerine gelecek olursak; kilomuz artık 4220 gr. Üstelik de ateşe rağmen ateş, tek bir günde bile 50 – 70 gr kaybına sebep olurmuş Bir kaç günlük bir ateşli haftaslık 200gr’a kadar kayba sebep olabilirmiş. 4220gr ile veledimiz normal aralık içinde oldukça iyi bir değere çıkarken boyu da bir ayda 52’den 57’ye çıkmış. Bu artışı şaşkınlık ve tezahuratla krşıladı doktorumuz. (Tamam o kadar da değil) Kızımızın kafası da büyümüş ve sonuç itibariyle tüm ölçümlerden tam not aldı. Zamanı gelmeine rağmen Verem ve Karma aşılarını şimdilik erteledik. (Aşı, ateşe sebebiyet veren bir durum) Hafta başında üşütme halinin geçip geçmemesine göre aşı konusunu netleştireceğiz.

Son olarak da doktorumuza biz bu yaratığı şehir suyuyla aynen yıkıyoruz, bir şey yapmamız, yapmamamız gerekir mi diye sorduk. (Dezenfektan ilaçlar, kimyasallar filan var malum piyasada) “Hayır yapmayın” diyerek takdirimizi topladı doktorumuz bir kere daha. “Bu tip şeyler doğal aşıdır, bu tip bağıklıklara ihtiyaç var. Bir dönem yapıldı öyle önlemler ama sonra gördük ki bebeklerin bağıklıkları daha zayıf oluyor astım vakaları artıyor vb.” diyerek gerek olmadığını söyledi. Biz de “peki” dedik, kucakladık kızımızı çıktık… :)

İlk Ateş

Perşembe akşamı (dün) banyodan sonra kızımızın sıcaklığı dikkat çekince ateşini ölçmeye karar verdik. Gündüz boyunca da biraz fazlaca durgunmuş kendisi. Öncelikle hastaneden çıkarken yenidoğan hemşiremizin hediye ettiği termometre ile koltukaltından ateşine baktık: 38.1derece “Amanin!!!” nidalarının ardından termometrenin bazen sapıttığını hatırlayarak (annenin ateşini en fazla 35 derece gösterebilmişliği var) Daha havalı olan diğer termometreyi denemeye karar verdik. Nesi havalı diyeceksiniz, makattan 5 saniye içinde kesin sonuç diye bir iddiası var. :) Nahoş bir çalışma olsa da hızla gerçekleştirdik: 38.1 derece (evet tam 5 saniyede) Zaten 15.saniyede de doktorumuz Alev Fırat’la telefondaydık. Cuma sabahtan BCG aşısı, öğlen e aylık rutin kontrolü ve karma aşısı vardı. Dedik ki, yarını beklemeyelim dedik Alev Hanım… :)

Doktorumuz, üstünün daha ince giyidirilmesini ve içebildiği kadar su içirilmesini söyleyip yarım saat – bir saat sonra tekrar ateşinin ölçülmesini söyledi. Ateş düşmezse yarım Termalgine fitil’in kullanılabileceğini söyledi. Ertesi gün sabahki aşı aktivitesi de ertelendi. Aşıdan önce doktorumuz görmeliydi.

Yeni süt içtiği için kızımız, su için biraz bekledik. Ki çok içmedi ama “sade su”yu ilk içişiydi. (Haftalardır hep süt hep süt, sonra da hep mama hep mama) Huzursuzluğu devam etse de ateşi biraz aşağılara düştü. Ki bu esnada ne olur ne olmaz, geceyarısından sonra git gel daha zor olur diyerek bir nöbetçi eczaneden fitil tedarik ettik. Termalgine yerine muadili Paranox bulduk. Etken maddesi parasetamol, ailemizin doktoru, okul arkadaşımız, nikah şahidimiz Koray’ı arayıp kullanılabileceğini de teyit ettik.

Gece yarısından sonra düşen ateşin geri yükselmeye başlaması ve 38.5’i geçmesi ve 38.7’yi görmemiz sonucunda teyakkuza geçip “fitil”e başvurduk. Ortadan ikiye kesilmiş fitili “kullandık” (Makattan ateş ölçmeye göre kesinlikle çok daha nahoş) Baba’nın becerememesi üzerine anne becerdi… Ancak fitil’in konuşlandığı yerde kalması için de ekstra çaba sarfetmesi gerekti. (Bunun sonucunda da kızımız annesinin avcuna kaka yaparak öcünü aldı) (Önemli ders; hazırlıklı olun, fitil’in bir takım ani etkileri olabiliyor) Fitil’İn vücutta emiliminden emin olamadığımız için öncekinden biraz daha ufak bir fitili tekrar yerleştirdik. Ki kızımız da rahatlamıştı bu arada. Arkasından da uykuya daldı ve ateşi gittikçe düştü.

Sabahleyin 37 civarındaydı ateş. Öyle olunca da erken gitmek yerine 13.30’da doktor randevumuza sadık kalmaya karar verdik. Bu yazının buraya kadar ki kısmı da doktor randevumuzdan önce yazıldı. Ateş şu anda tekrar 38’lerde, huzursuzluk devam ediyor ama ağlama filan yok. Ağladığında size sesi biraz kart (hafif travesti gibi) çıkıyor. Birazdan doktora gideceğiz. Gelişmeleri dönüşte yazacağım artık…

Düz 4000gr!

Dün (Yani Cuma) tartı kontrolümüz vardı. Ve kızımız imkansızı başardı… (Nasıl abartmaksa bu da…) 8 gün önceye göre tam 540gr almıştı. 3460gr’dan 4000gr’a ulaşmış. Basit bir orantılamayla babasının bir haftada 13 kilo alması gibi bir şey bu yaptığı. (Bir nevi havuz problemi yaratacak olursak, babasının şu anda kaç kilo olduğunu bulabilmeniz gerekir : )

Doktorumuz, günde yaklaşık 70gr’a gelen bu kilo alış karşısında şaşırdı. (Ve sevindi) “Catch up” dediğimi normal kiloyu yakalama sürecinin çok başarılı gittiğini, önümüzdeki bir haftada da 500gr daha alırda  normal kiloyu yakalayacağını ve  normale döneceğini söyledi. (Bu arada kızımız hanfendi tartı esnasında koca göbeğiyle son derece heybetli görünse de doktorumuz bir an veledimizin çatlayacağını düşünmüş olabilir)

Neyse, her öğün, anne sütünden sonra mama vermek işe yaradı. Gözle görülen bir değişim de var, tanaklar şişti, kollar ve bacaklar dolu dolu oldu. Göbek deseniz zaten artık kocaman… ;)

Newer posts

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑