Category: Konuk (page 4 of 5)

İyi bir baba olabilmek

Hergün olmasa da haftada birkaç defa uğrayıp yazılarına bir göz attığım Savaş şakar’ın blogunda “İyi bir baba olabilmek” yazısına rastladım bugün. Tam olarak bir “baba olmak” yazısı… Dolayısıyla büyük bir hızla Babaolmak.com’a taşıdım

Eğer baba olmuşsanız ya da olacaksanız aklınıza şu soru ergeç takılacak: Ben çocuğum için nasıl bir fark yaratacağım?

2006 yılındada kızım Zeynep Eylül dünyaya gelmeden önce hem benim hem de eşimin kafasında onun için nasıl farklar yaratabileceğimizi konusunda fikirler uçuşuyordu.

İlk farklılığı bir espiri ile ben yaptım: Zeynep Eylül için bir email hesabı açtım ve bizi hastahanede ziyarete gelen ya da arayan herkese onun ağzından teşekkür mesajı ile fotoğraflarını gönderdim. Hatta eğer sizlerin de ona bir mesajınız varsa zeynepeylul@gmail.com ‘a gönderebilirsiniz. (Bu yazımda bu tipteki zihni sinir yaratıcılıklardan bahsetmeyeceğim, lütfen yanlış anlaşılmasın)

Diğer yaptığım ise şu oldu: Bir zeytinklik aldım ve tamamen elden geçirdim. Burada kayınpederimin ve onun komşularının çok yardımı oldu. Çeşitli ağaçlarla beraber toplam 370 ağaçlık 10 dönümlük bir yer yaptık. Artık kızımın kendisiyle yaşıt bir “ormanı” var. Hatta zeytinlerden gelecek üç beş kuruş onun üniversite yaşına kadar bakada birikecek ve okul parasını çıkaracak. Sonrasında 370 abisi hem ona, eğer onlara bakarsa çocuklarına ve hatta torunlarına bile harçlık vermeye deva medecekler. Hem ben yapılaşmadan 10 dönüm kurtardım hem kızımın ormanı oldu.

Öte yandan bir BABA nasıl fark yaratabilirdi? Bazı konularda kendime söz verdim ve bugün Zeynep 2 yaşına geldiğinde bunları yapmanın ne kadar doğru olduğuna bir kez daha inandım. Sizlerde aşağıdaki prensipleri bir köşenize asın ve kulağınıza küpe edin…

Yazının tamamını okumak için Savaş şakar’ın sitesine gidebilirsiniz (hatta gidiniz; yazı asıl burdan sonra… )

Kız Olmak…

Son zamanlarda takip etmeye başladığım bir blog: Pazarlama Cadısı. Ancak en son yazısı pazarlamayla (veya interaktif pazarlamayla) ilgili değil, baba olmakla da ilgili değil. “Kız olmak”la ilgili… (Dolayısıyla “baba olmak”la da ilgili)

14 yıl boyunca bu tarihte yazdım sana. Ama bu defa en kabullenmiş halimle yazıyorum. Artık bir yıl dönümü yazısı değil bu yazdığım.

14 yıl önce bugün düşündüğüm tek şey sensiz hayatın nasıl devam edeceğiydi. O an tek ilgilendiğim ise hayatının son 6 ayında seni çökerten ağrılarından kurtulup huzurlu olup olmadığındı. Acı olansa bunun cevabının olmamasıydı. Hiçbir şey konuştuğumuz gibi gitmemişti. Dalga geçip üstüne bir dünya geyik yaptığımız kansere yenilmiştin. Galip gelen biz değildik. 14 yıl önce o gün bana her şeyden daha zor gelmişti.

Yazının tamamını okumak çin Pazarlama Cadısı’nın bloguna gitmeniz gerekecek… Buraya tıklasanız yeterli

Sen Gideli…

Kasım 2007’de, Babaolmak.com’un takipçilerinden bir annenin babasına yazdığı bir mektupu yayınlamıştım. Hatta “Yutkunamamak” başlıklı yazıyı ilk okuyuşumun ardından hemen yayınlayamamış, yutkunabilmek için biraz zamana ihtiyaç duymuştum.

Aynı kişiden bu hafta bir yazı daha aldım. “Sen gideli…” başlıklı yazıyı da aynen yayınlıyorum…

Sen gideli 7 ay bitti babam! Çok özledim… Tarifi yok sadece çok özledim…

Bazen kızardın bana ben de sana! Ama çok severdik birbirimizi çokkk…. “Kızlar babalarına düşkün olurlarmışâ€kim demişse doğru demiş..

Kimi alışırsın diyor, kimi çoktan alışman gerekirdi diyor. Babacım 7 ay bitt i ama alışamadım yokluğuna, sinirlenmeni bile özledim, alışamadım sensizliğe… şunu biliyorum ki alışmış gibi davranmaktan da sıkıldım. Hep aklımdasın babam, hep babam olsaydı şöyle yapardı, şunu derdi, bana şunu alırdı diyorum. Babam daha neler yapacaktık seninle nerelere gidecektik diyorum. (ama çoğunlukla içimden söylüyorum bunları). Boğazıma birşeyler düğümleniyor, yutkunamıyorum. Sebepsiz yere neyin var diyenlere hiçbirşey diyorum. Her seferinde seni özlediğimi söyleyemiyorum anlamıyorlar çünkü…
Continue reading

Yutkunamamak…

Yaklaşık iki hafta önce, kızımdan tam da yeni ayrılıp 10 günlük bir seyahate çıktığımda posta kutumda bir yazı buldum. “Gittin Babam!” isimli. Sevda Tabak’dan geliyordu ve Babaolmak.com’un takipçilerinden biri olduğu anlaşılıyordu. Birçırpıa sonuna kadar okudum yazısını… Okurken yutkunamadığım gibi uzun süre etkisinden de çıkamadım. Babaolmak.com’da yayınlamak, yayınlamamk konusunda da uzun süre düşündüm aslında. Çünkü özünde “baba olmak” ile ilgili değildi “kız olmak”la ilgiliydi. Sonunda, hem bir kız babası olarak, hem babasını çok seven “kızım da beni böyle sevecek değil mi” dememe sebep olan bir kız’ın eşi olarak yazıyı siteye koymaya karar verdim. (Bu kadar geciktirdiğim için üzgünüm…)

Gittin Babam!..

Sen gitmeden yaklasık 3 gün önce kızmıstım sana! baba çok yemek yiyorsun hasta olacaksın yine, zayıflaman lazım az ye baba diye bağırmıştım zorla kaldırmıştım masadan… simdi pismanım baba bilseydim ye babacım derdim ama bilemiyor insan hasta olma diye kızmıştım sana babammm…
Continue reading

Peki babaların hiç hakkı yok mu?

Derya Mercanı‘nı, Babaolmak.com’a link vermesi sayesinde keşfettim. (Ve Mercan’ın aslında ne kadar güzel bir isim olduğunu fark ettim) Derya Mercanı, her ne kadar Mercan’ın annesi tarafından tutulan bir günlük olsa da çok yakın zamanda Mercan’ın babası tarafından da birşeyler yazılmış olması dikkatimi çekti. Eh; konumuz “Baba Olmak” olunca yazıdan ufak bir alıntı yapmak ve yazının tamamına link vermek de boynumuzun borcu:

Cennetin annelerin ayaklarının altında olduğu kesin de yahu babalara Allah rızası için çölde bir damla su da mı yok bilmiyorum o yüzden atalarımıza sitemkarım bu böyle bilinsin. Hani bazen aklımdan geçmiyor da değil yani belki ilk atalar söyledi bu durum için de bir iki laf ama ondan sonrakiler hele hele bu coğrafyadaki babalar “olur mu ulen baba dediğin otoriter olur,  her şeyi yapar ve karşılık beklemez leyyynnn” dedi ve unuttular bu sözleri biz ise hiç bilemedik.

Yazının tamamını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz… 

Older posts Newer posts

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑