Month: Ağustos 2007 (page 2 of 5)

Emzik Mevzuu (Önemli Mevzuular Serisi No:1)

Son bir kaç haftadır bir takım önemli mevzuular bizi düşündürdü, düşündürüyor. Vakit buldukça hepsini paylaşayım istiyorum ve yazmadıkça da birikiyorlar. Gittikçe de artıyorlar iyi mi? şöyle bir sıralamaya kalktığımızda: Emzik Mevzuu, Gaz Mevzuu, Kolik Mevzuu, Mama Mevzuu, Biberon Mevzuu, Süt Azalma Mevzuu, (bir öncekiyle bağıntılı olarak) Süt Arttırma Mevzuu gibi gündemi meşgul eden mevzuular gibi daha önceden kalma Puset Mevzuu, Ana Kucağı Mevzuu, Epidural Mevzuu, Sezeryan Mevzuu, Doğuma Girme Mevzuu gibi “mevzuu”lar var. Hepsini temizlemek elbette vakit alacak (üstelik de yenileri de ekleniyor düzenli olarak) Ama bir yerden başlamak lazım değil mi?

Emzik Mevzuu: Bu konuda bir çok batl inanış var. (Elbette doğruluk payı da vardır bir kısmının) Emziğe alışan bir bebeğin onu bir daha kolay kolay bırakmayacağı, emziğe alışan bir veledin memeyi red edebileceği, bir dahahiçbir zaman susmayabileceği gibi… Gibi… Gibi…

İnterneti kurcaladığımızda, özellikle çocuk doktoru annelerin görüşlerini okuduğumuzda, gördük ki… (Niye çoğul yazıyorsam) Gördüm ki, herkeste başta bir çekinme hali, tereddüt var… Vermek ya da vermemek bir süreliğine büyük bir yol ayrımı olarak karşısına çıkıyor (biz taze) ebeveynlerin. Ancak emzik verilip, üstelik de kabul gördüğü andan itibaren de inanılmaz bir rahatlamanın kapısı açılıyor.

Sanıyorum dikkat edilmesi gereken belli hususlar var:
– Aç bir bebeği emzikle kandırmamak lazım
– Emziği sadece ağladığı zamanlarda değil, bazen ağlamadığında da verivermek lazım. (Biz öyle yaptık, gidişattan memnunuz) Dolayısıyla bebek denen cüceler, ağlamak=emzik verilmesi gibi bir denklem kuramıyorlar (şimdilik)
– Ne zaman emziğe son verileceğini bilmek lazım… (Du’ bakalım)
– Velet mızldanmaya, fıkırdanmaya başladığında ilk çare olarak emzik verilmeyip, iletişim kurulmalı, dikkati dağıtılmalı veya bir yerde toparlanmalı. Kısacası kendisiyle öncelikle “ilgilenilmeli” (Emzikle değil, bebekle)

Aslında bu emzik konusu bir tabu olarak algılanmaktan ziyade ebeveyn sağduyusuyla kullanımına, kullanım zaman ve miktarına karar verilen bir “gerekli hallerde camı kırınız” kurtarıcı olarak düşünülmeli.

Herşeyi Babaolmak.com’dan beklemeyin tabi, kendiniz de araştırın. (emzik anahtar kelimesi yetmezse “pacifier” deyiverin) Ve de unutmayın bizim kızımız emzik konusunda son derece uymlu olsa da sizinki öyle olmayabilir, beni suçlamayın. :) (Altı kuru, karnı tok, keyfi yerideyken saatlerce emzik filan düşünmeden sessiz sedasız takılabiliyor bizimki…) Biz de böylelikle ahkam kesebiliyoruz konu hakkında…

Bebek Gelişimi: 7.Hafta

Artık bebeğinizin elleri genelde açık. Sürekli yumruk atmaya hazır beklemiyorlar artık. Eller daha rahat ve çok bilinçli olmasa da çaktırmadan çaktırmadan kullanmaya da başlıyorlar. (Elinin arkasıyla emziğini ağzına bastıran bir küçük hanım tanıyorum)

Bebeğinizin sessiz ve uyanık olduğu (hatta cin gibi olduğu) anları göreceksiniz. İşte öğrenmeye son derece açık olduğu zamanlar. (Bebeklerin beyinlerin ilk üç ayda yaklaşık 5 cm büyüdüğünü biliyor muydunuz?) Bu dikkatli dakikalarında bebeğinizle iletişim kurun. Konuşun, şarkı söyleyin, duvardaki resimleri anlatın… Her ne kadar muhabbete katılmasa da emin olun ki sünger gibi öğreniyor. Bu arada önerilen; o anda ne yapıyorsanız, o konuda konuşmanız. Altını değiştirirken altını değiştirdiğinizi sözlü olarak da anlatmanız ilerde eylemlerle sözcüklerin daha kolay örtüştürülebilmesini sağlıyor.

Gözler artık çok daha iyi görüyor. Görmek bir şey değil, takip ediyorlar. (İnanılmaz bir dikkat ve ciddiyetle dakikalarca yüzümü inceleyen bir küçük hanım tanıyorum) (Bir saçlarıma bir gözlerime bakıp gülümsediğine şahitim, şimdlik sorun değil ama ilerde de yaparsa bozuşabiliriz) :) Bu gözle takip meselesi için özel yapım gelişim oyuncakları bulunsa da herhangi bir objeyle hatta kendi başınızla bile bu tip çalışmalar yapabilirsiniz.Bu arada beklentinizi de çok yüksek tutmayın. Kusursuz takip (hele de hem yatay hem dikey) için daha 3 ila 6 aya ihtiyaç var.

7.Hafta civarının önemli gelişmelerinden biri de bu aralar bebeğinizin tek yöne doğru yuvarlanmasının başlayabilmesi. (Dümdüz yatarken annesine doğru bir yay çizerek yan yatar pozisyona gelebilen bir küçük hanım tanıyorum) Dolayısıyla bu tip hareketliliklere, veledinizi bıraktığınız gibi bulmamaya alışmaya başlamalısınız artık.

Elbette ki unutmamak lazım, her bebek ayrı bir birey ve kendine has özellikleri var. Kişisel gelişim, adı üstünde son derece kişisel. Dolayısıyla, yukarda bahsedilen olaylar aynen buradaki sırayla olmayabilir, söz konusu haftalarda olmayabilir. Bunlar sizde panik yaratmamalı ancak, şüphelendiğiniz durumlarda da uzman hekimlere danışmaktan da geri durmamalısınız.

‘Mucize bebek’ eve gidebilir

( 21 Ağustos 2007; Radikal)

AP – TRENTON – 25 Nisan’da altı aylık dünyaya gelen Tamera Dixon doğduğunda yaklaşık 300 gr. ağırlığında ve 25 cm. uzunluğundaydı. Dört aylık ömrünün büyük bölümünü kuvözde geçirdi. şimdi 1.8 kilo ve eve gidebilir! Anne Andrea Haws, “Sadece deri ve kemikten oluşuyordu. İnsana benzemiyordu ama gerçek bir savaşçı çıktı” diyor. Doktoru Stephen Moffitt de Tamera’nın normal gelişeceğini düşünüyor. Dr. Moffitt, doğduğunda yaşaması için Tamera’ya yüzde 10-15 şans verdiklerini de itiraf ediyor.

İlgili Linkler:
Baby Born Smaller Than Soda Can To Leave Trenton Hospital
Once-diminutive baby to come home 

 

Bebek Modasında Yeni Kreasyonlar: Ooh La La Mama

Kesinlikle pahalılar. (Yazının ilk cümlesinin bu olması da bu konuya dikkat çekecektir) Ama kesinlikle de çok güzeller. Değişik ve orijinaller… Bebek modasında en son kreasyonlar olarak sunulabilirler… Zıbın tasarımları kadar sitenin tasarımı da son derece başarılı. Farklı konseptlerde “tasarım” işi zıbınları görmek hatta onlimne ipariş vermek için “Ooh La La Mama” demeniz yeterli.

Ooh La La Mama’nın ana sayfası için buraya, kataloğu içinse buraya tıklayabilirsiniz.

Bunlar fazla tasarım tasarım bizi aşar, yok mu yeni Metallica zıbınları derseniz, o da var. Metallica, alışveriş sitesine yepyeni bebek ürünleri ekledi geçen hafta – ki şahsen siyah beyaz çizgili zıbın’a hasta oldum – onları görmek için de şuraya tıklayabilirsiniz:

Official Metallica Store – Kids & Babies

Çocuğunuzu ‘uyutmayan’ bir sistem

(20 Ağustos 2007, Radikal)

Çocuk sahibi olduktan sonra en az iki ay boyunca veda edilmesi gereken bir şey var: deliksiz uyku. ABD’de bir üniversitede denemeleri sürdürülen bir sistem bu kaderi değiştirmeye kararlı

Yeni doğan bir çocuğun yarattığı sevincin ardından anne babasına ilk hediyesi aynı zamanda birçok ailenin hayatını altüst eden uykusuzluk.
Sık sık uyanan çocuklara yönelik bir çalışma olaya farklı açıdan bakarak hayatı her iki taraf için de biraz daha çekilir hale getirmeye çalışıyor.
Çözümün mucidi Carnegie Mellon Üniversitesi Tasarım Bölümü’ne bağlı ‘İnsan-Bilgisayar Etkileşim Bölümü’nde görevli John Zimmerman. Çalışmanın ekseniniyse ‘Reverse Alarm Clock’ (Tersine alarmlı saat) adlı sıradışı bir saat oluşturuyor. Bu cihaz yapılan denemelerde çocukların daha kesintisiz bir uyku düzenine sahip olmasını sağlamayı başarmış. Uyku düzensizliğinin sadece çocukla ilişkide değil hayatın bütün alanında ciddi yan etkiler yaptığını hatırlatan Zimmerman’ın açıklaması birçok ebeveyn için rüyaların gerçeğe dönüşmesi gibi: “Bu cihaz sayesinde daha düzenli uyuyan çocuklar ve ebeveynler daha mutlu günler geçiriyor. Özellikle anne-babalar uykularını almış olmaları sebebiyle gündüz çocuklarıyla daha rahat vakit geçirebiliyor, daha enerjik oluyor”.

Yazının tamamını okumak için tıklamanız ve Radikal’e ulaşmanız gerekli…

Older posts Newer posts

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑