Babaolmak.com’u takip edenler biliyorlardır. Yaklaşık 1,5 yıl önce bor grup veli bir araya gelerek bir ana okulu kurduk: Veli inisisiyatifi bir Montessori okulu – Küçük Kara Balık Çocuk Evi

Okul ilk kurulduğundan beri programımızda olan en önemli konulardan biri çocuklar Montessori methoduyla eğitim alırken bunu gerektiğinde evde de detekleyebilmek; daha doğrusu çelişmemek adına anne babaların da eğitimler almasıydı. (Eğitim derken, küçük küçük seminerler demek daha doğru olur sanıyorum)

Sonunda geçen pazar bu seminerlere başlayabildik. Okulumuzun danışmanı Hilal Hanım yaklaşık 4 saatlik bir seminer verdi bizlere. Ve, Montessori eğitimini araştırmış ve biliyor olsak da her birimiz bir şeyler daha öğrendik bu eğitimden. (Ben kendi adıma çok şey öğrendim hatta…) Eğitim okulda kullanılan malzemelerin bir kısmını tanıtmakla kalmıyor, methodolojinin çıkış noktalarına ve bizim evde neler yapabileceğimize de değiniyordu.

Açıkçası sadece kendim için değil, Babaolmak.com’da yayımlamak üzere de not tuttum. Oldukça uzun oldu tuttuğum notlar… 2-3 seferde burada herkesle paylaşabilirim diye düşünerek, en kolay yol olacağını düşündüğümden, madde madde başlıyorum…

– Montessori eğitiminin ana gayesi, çocukta bulunan potansiyeli ortaya çıkarmak, çocuğun kendisini gerçekleştirebilmesi için, engelleri ortadan kaldırıp şartları iyileştirmek.

– Okul öncesi, yani 3-6 yaş çocukları için sınıf ya da okul değil en önemli ortam: “Ev” Dolayısıyla montessori sınıflarının da çocuk için kendisini evdeymiş gibi hissedeceği bir ortam olması önemli.

– Çocuklar, hayatı bir bütün olarak yaşamayı sever, öyle algılar. O yüzden de montessori sınıflarında tüm materyaller bir yerdedir. Bölünmemiş tek bir ortam vardır.

– Çocuğun süreci yaşamasına saygı göstermek gerekir. Çevresindekiler kendi programnı kendisinin yapmasına ön ayak olurlar.

– Günlük akış çocuğun biyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarına göre kurgulanır.

– “Hadi” ya da “yavaş ol” yoktur. Temel felsefi ilkelerden biri budur.

– Çocuğun her şeye kolayca ulaşması için açık raflar mevcuttur. Kapak ve kilit gerekli değildir ama “düzen” önemlidir.

– Sınıflarda “ilgi alanları” materyal grupları mevcuttur.

Montessori materyallerinden ilk olarak “Duyu Materyalleri” hakkında bilgi aldık:

– 3-6 yaş arası özellikle 5 duyu organının gelişimi için çok önemli bir dönem. Yetişkinler genelde en baskın olan duyu organlarıyla öğrenir ve ister istemez çocuklara da bunu yapmak, bu şekilde öğretmek isterler. Oysa en sağlıklısı tüm duyu organlarına yönelik çalışma yapmaktır. Bu noktada da görsel, işitsel ve dokunsal öne çıkar; ardından da tatma ve koklama gelir.

– Estetik kavramı çok önemlidir. Dolayısıyla çocuğun estetik duygusunu geliştirmek adına cevresinde ve ilişki halinde olduğu her yerde estetiğe önem vermek ve estetik düzenlemeler yapmak gerekir. Bu ileriye yönelik önemli bir hazırlıktır. (Sadece çevrede değil, giyim tercihlerinde de gecerli bu. Kıyafetlerinin hareket özgürlüğünü kısıtlamayacak rahatlıkta olması ama aynı zamanda estetik de olması önemli)

Bu arada materyalleri tek tek tanıtmak gibi bir uğraşa girilmedi. Zaten montessori materyalleri evde bireysel olarak kullanılabilecek materyaller değil. Sınıf ortamında kullanılıyorlar. Buradaki notlar da aslından Hilal Hanım’ın anlatması esnasında benim çalakalem aldığım notlar, hatta onların bile özeti. Asıl amacı hem anlatılanları hatırlatması hem de genel olarak bir fikir vermesi. (Dönüp de geri okuduğumda “benim notlar biraz yüzeysel mi olmuş ne?” diye kaygılandım da bu açıklamanın sebebi de odur ; )

Bilgi aldığımız ikinci materyal grubu “günlük yaşam materyalleri” oldu. Zaten, bunların adı üstünde…

– Günlük yaşam adına evde ençok kullanılacak alanların mutfak ve banyo olduğu vurgulandı.

– Günlük yaşam materyallerinin duyuları uyarmak konusunda yeri önemli. Bu noktada suyun yeri vazgeçilmez.

– Br çocuk suyla ne kadar barışıksa dengesi, risk analizi -risk alma eğitimi- o kadar düzgün gelişirmiş. Bu noktada bizim kültürümüzde “suya sabuna dokunmamak” diye bir deyiş olduğu, oysaki aslında büyürken suya, hatta çamura dokunmanın ne kadar önemli olduğu üzerine konuşuldu.

– Günlük aşamın en önemli kısmı, insanın kendisi için yiyecek hazırlaması. Yaşamın en temel fonksiyonları malum yemek yeme ve barınma. Bu noktada da hayatta kalmak için en temel konu: yiyecek.

– Meyve sıkmak, dilimlemek, kaşıklamak, hakve öğütmek gibi bir takım faaliyetler sadece yiyeceklerle olan ilişki açısından değil alet edevatla ilişki -ki bu da ilerde kalem kullanmaya bağlanıyor- açısından büyük önem taşıyor…

– Kendi temel ihtiyaçlarını giderme; ihtiyaçlarını çözmeye yönelik strateji geliştirme montessori eğitiminin en temel taşlarından biri durumunda.

Biz ebeveynlerin yaşamlarının hızı sebebiyle çocuklar pek çok şeyden uzak, izole kalıyorlar. Evde yemek yapılmaması, dışlardan söylenmesi, dışarda yenmesi ya da başkasının hazırlaması gibi sebeplerden çocuklar süreçlerden uzak kalıyorlar. Oysa ki asıl önemli olan çocukların bı proseslere şahitlik etmesi. Örneğin sandviçin hazırlanma prosesine hep şahitlik etmesi hem de katkıda bulunarak sürece dahil olması çok önemli. Çünkü bu süreç onları sonuca götürecek. Önemli olam “yaşayarak öğrenme”