Aslında bir sürü şey oluyor son günlerde, ama maalesef bir kaç satır yazacak vakit bulduğumda o vakitte ancak kaçıncı haftayı bitirdiğimizi yazabiliyorum. Aslında bakın yazılmak üzere neler bekliyor listemde:

– 3 hafta önceki doktor randevumuz (Hangi hastane ve nasıl bir doğum konusu konuşulmuştu. Sedat Bey hala cevap bekliyor bizden)
– Bir önceki hafta ilk kez bebek arabası, ana kucağı filan gibi “hardware” bakmak üzere birkaç mağazaya gittik, bebek arabası konusunda feci şekilde kültürümüz, bilgimiz, görgümüz artmış olarak döndük. (Hatta iki marka ve modele kadar eleme yapabildik)
– Geçen pazar ise gaza gelip bebek odası (hatta çocuk odası da aynı zamanda) bakmak üzere mobilyacılar gezdik, kabaca da olsa bilgi edindik
– Bu arada çooook eski (teee ortaokuldan) arkadaşımız Selin’le yıllar sonra görüşüp, bebeğimiz olacağı sürprizimizi yaptık. Kadın doğumcu olan Selin’se beklentilerimizin tam tersine normal doğum konusunda cesaret aşılamak yerine tam ters yönde gaz verdi. (Haydaaa…)
– Cep telefonlarımızda kayıtlı isimleri tek tek gezip güzel kız ismi var mı diye baktık
– İki ayrı kordon kanı bankasından bilgiler topladık, konuyu aramızda etraflıca görüştük. (Detaylar çok yakında burada!!!)
– Bu arada bir gece Ada’ya başka bir gece Ege’ye bakıcılık yaptık, tecrübelerimizi anlatasım var ama vakit yok, çok keyifli olduğu kadar düşündürücüydü de… (Saatlerce BabyTV izlemek zorunda kaldım, oldukça sıkı bir antreman oldu)
– National Geographic Channel’da “Anne Karnında” belgeselini izledik. (Kesinlikle kaçırmamalısınız!)
– Sezeryan mı normal doğum mu? konusunda internet’i bizzat talan ettim…
şimdi alt alta listeleyince amma yazacak şey birikmiş olduğunu gördüm, gözüm korktu… Oysa ben sadece 27. hafta bitti, Deniz’in karnı koskocaman oldu, kızımız veledimiz hiç durmadan tekmelediği gibi tekmeleri dışardan gözle bile görünüyor diyecektim sadece. Tabi bu arada bir sonraki ultrason günümüze de bir haftadan az zaman kaldı. İki aydır ilk kez doğru düzgün göreceğiz sıpamızı…

Evet ya… Çok şey birikmiş yazacak…