En çok merak ettiğim şeylerden biri; Z’nin çocukluk anılarından hangilerini hatırlayacağı. Bizim küçüklüklerimize nazaran artık çok daha büyük bir görsel hafıza gerçeği var teknolojik olarak. Dijital fotoğraf makineleri, video kameralar, internetler, bloglar, instagramlar derken zaten çok fazla şey sürekli kayıt altında ve belli bir yaştan sonra da veletlerin ellerinin altında olacak ve hatırlamalarına ya da hatırladıklarını sanmalarına yardımcı olacak.

Madonna’nın en son turnesinin; İstanbul’da da gösterisi olan MDNA Turne’sinin geçenlerde DVD’si çıktı piyasaya. Babaolmak.com’u takip edenler belki hatırlar yaklaşık 1,5 yıl önce; Z daha 4 yaşındayken onu bu konsere götürmüştük haber vermeden. O aralar favorisiydi Madonna ve buralarda bir yerde detaylıca yazmıştım da o günü. DVD’yi alıp Z ile birlikte seyretmek için sabırsızlanıyordum. DVD’yi oynatmaya başladığımda ilk başta hemen anlamasa da ilk şarkının öncesinde gösterinin başlaması, rahip kılıklı elemanların sahnenin yukarısında asılı bir çanı halatlarla çekerek çalmaya başlamalarıyla birlikte “Bu bizim gittiğimiz konser; Galatasaray’ın stadında gidip izlediğimiz Madonna konseri bu…” nidası ağzımı açık bırakmaya yetti…

Gerçekten de merak ediyorum; muhteşem bir kapasiteye sahip olan insan beyninin kıvrımlarında saklanan anılarımız nasıl ve ne zaman ne şekilde ortaya çıkabiliyor; ne kadar geriye gidebiliyor…

Bu yazının, daha doğrusu ödevin konusunu görünce çocukluk anılarımı şöyle bir yokladım, neler hatırlıyorum diye… İlkokul öncesini kestirdim gözüme çocukluk dönemi olarak nedense… Belki yeterince eski olarak 30 yıldan öncesi daha mantıklı olur diyerek. Aslına bakarsanız ilkokulun ilk yılları da aynı şekilde yok denecek kadar flu…

– Anneannemlerin bahçe içindeki evlerinin çok büyük verandasında üç tekerlekli bisikletimle dönüp durduğumu, benzin almak için koltukta oturan anneanneme uğrayışımı ve onun da ağzıma bir çatal yemek verişini hatırlıyorum mesela… (Muhtemelen 81 yılı öncesi olmalı, İzmit’e taşınmadan önce)

– 81’de, kardeşimin doğduğu günü, babamla hastaneye gidişimizi, kardeşimi ilk kez görüşümü hatırlıyorum mesela. Bizim apartmanın giriş çıkışını, hastaneyi, isim kararlaştırma konusunda konuştuğumuzu…

– 83; teyzemin nişanını hatırlıyorum yine anneannemin evinde; nişanın olduğu günün erken saatlerini hatırlıyorum. Eniştemden biraz utanmıştım, salona girip çıkmakta ve çikolata aşırmakta tereddüt ettiğimi hatırlıyorum.

– Daha küçüğüm; kısa bir süre Ankara’da babaannemlerde kalmıştım; pantolonuma kemer lazımdı; bir sabah uyandığımda, babaannemin yanında yatakta yatarken büyükbabamın odaya girdiğini ve yatağın üzerine bir küçük kemer attığını hatırlıyorum. Hayal meyal de olsa kemerin rengi filan geliyor gözümün önüne.

– İzmit’teki evimize renkli televizyon geldiğini hatırlıyorum bak…

Aslına bakarsanız, küçük bir çocuğun aklında kalanlara bakılacak olursa “hatırlanır anılar” konusunda dikkat çekici ortak noktalara ulaşılabilir sanki…

– Annemin arkadaşlarıyla Side’ye tatile gittiğimizi; orada pansiyonda kaldığımızı, sabah kahvaltılarında rafadan yumurtaya peynir rendesi koyduğumuzu pansiyonda çalışan sarışın kıvırcık saçlı abiyi (çok iyi davranıyordu bana) Side’de merkezi bir yerde akşamları kazandibi yediğimizi; tatlıcının yanındaki eczaneden şu renkli zeka küplerinden aldığımızı hatırlıyorum. Dönüşte de şehirlerarası otobüste, otobüsten, şoförden ve muavinden çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Öyle ki; yıllarca muavin olmak istedim. Hatta ortaokulda filan da servis şoförlerinin çok yakınında takılmamın sebebi budur sanıyorum…

– Anaokulu zamanı annemin bankada çalıştığını, yuva çıkışlarında bankada vakit geçirdiğimi; bir sabah bankadan başka bir arkadaşının kızıyla yanlış yuvaya gidip de tüm günü orada geçirdiğimizi ve çıkış saatinde yaşanan büyük paniği hatırlıyorum. (Çok anlatıldığı için değil; gözümün önüne gelen kareler de var allah için)

korsan_ozgur_umut– Küçükken de gözlüklü olduğumu ve tembel gözümü çalıştırmak için bir gözümü lastikle kapattığımızı hatırlıyorum. Yamulan tel çerçevelere ne kadar sinir olduğumu bir de…

– Biraz daha büyüdüğümde ilkokulun ilk yıllarında gittiğim izci kampını; ikinci sınıfta dolmuşa binip de gittiğim mandolin dersini filan hatırlıyorum; 8 yaşından sonra netleşmeye de başlıyor hatırladıklarım. Şimdi düşünüyorum da öncesi gerçekten tek tük ve oldukça flu…

Gerçekten de Z’nin neler hatırlayacağını çok merak ediyorum.