Uzun bir aradan sonra (her zamanki gibi) bu sabah ofise doğru gelirken içimde bir yazma hissi (inanmazsınız) vardı. Öyle ki “haftaya başlamadan önce bloga en az bir yazı yazarım ben” diye vardım ofise. Günlük, haftalık iş listelerimi yaparken de belli sayıda işin arasına mutlaka “yazı yaz” diye de serpiştirmeler de yaptım.

Günlük rutin yoğunluklar sebebiyle bir sonraki durağım öğlen yemeğine çıkıştı. Öyle ki; “çok uzatmadan, kendi başıma yiyeyim öğlen, ofise çabuk döner bir tane yazı yazarım hiç değilse” dediğimi hatırlıyorum.

Sonraki boşluğum Z.’yi okul servisinden almak üzere eve biraz erken varışımdı. “Hah işte, şimdi bir yazıya başla h,ç değilse” dedim kendime belli belirsiz. Buna benzer çabalarım sürmeye devam etti. Gün içinde yapabildiğim uzun zamandır kafamda olan yazı konularından on kadarını not almak oldu bir kenara…

Şu anda 22 Temmuz 2013; 22:38 sonunda oturdum ve yazıyorum. Çok uzun zaman oldu. Bu sefer içimde her zamankinden çok şey birikti üstelik de. Bir kısmı yazılabilir bir kısmı saklanabilir şeyler. Bazı şeyler var ki kelimelere dökülmesi çok zor… Ama listemde yine de var hepsi. Bir yerden başlayıp yazacağım işte.

– Çok uzun zamandır pek çok takipçinin sorduğu ilkokul konusu var her şeyden önce
-Nerdeyse bir yıldır yazmak istediğim çocuklar ve evcil hayvan konusu duruyor önümde
– Z, gözler önünde altıncı yaşını bitirdi. Bu sebeple Babaolmak.com’un ilk yazısına kadar geri gidip şöyle bir tarafım da temmuz aylarını; çok acayip, çok mucize.
– Kitaplar, filmler, yazılar var “baba olmak” konulu.
– Çocuk Kitapçısı: Kipitap.com’la ilgili güzel güzel haberler var ki ipucu vermek gerekirse “Kipitap Yayınları” demem yeterlidir.

Var işte yazacak onlarca konu, yazılmamış onlarca yazı, biberlisi gazlısı, tencere tavalısı…

Bir yerden başlayıp da yazmak lazım.