Geçenlerde Doğan Cüceloğlu’nun web sitesinde okuduğun bir anı çok hoşuma gitti ve üzerinde uzun uzun düşünmeme, aklıma geldikçe de gülümsememe sebep oldu. Ebeveyn – çocuk ilişkisine dair çok önemli bir ders vermesinin yanı sıra bizim kültür olarak, alışkanlık olarak otomatik olarak, refleks olarak yaptığımız bazı kanıksanmış hareketlerin aslında ne derece yanlış olduğunun gözler önüne serilmesi adına da nefis bir örnek.
Koltuğa çıkmaya çalışan 11 aylık bir bebeği kollarının altından tutup koltuğa ‘Hoppaa!’ diyerek çıkardığımda babası kızmış, “Niçin yaptın?” diye sormuştu.
“Çıkmaya çalışıyordu!” dedim.
“Ben de biliyorum, çıkmaya çalışıyordu, sen niye çıkardın?” diye sorusunu yineledi.
Anlayamadığım için babanın yüzüne bakakalmış, ne diyeceğimi bilememiştim.
Babanın yüzüne bakakaldığım zaman ben dört yıl psikoloji okumuş ve iki yıl da psikoloji bölümünde asistanlık yapmıştım.
Daha sonra baba, “Sen ne yaptığının farkında mısın?” diye sordu ve konuşmaya devam etti: “Oğlum o koltuğa kendisi çıkmak istiyordu. Kararı kendisi vermişti ve kendi başına bunu başarabileceğini hissetmişti. Belki yarım saat, belki bir saat uğraşacaktı ve eminim sonunda o koltuğa çıkacaktı.”
“O koltuğa çıktığı zaman ne yapacaktı? Hemen dönüp bana bakacaktı. Bir gözüm onu izliyordu ve o dönüp başarmış bir çocuğun gözlerindeki ışıltıyla bana baktığında, gülümseyecek ve ‘Çıktın!’ diyecektim. Çok muhtemelen inecek yeniden çıkmaya çalışacak, bu kez daha kısa zamanda çıkabilecekti. Bunu belki saatlerce yapacak ve sonunda artık kolaylıkla çıkabilecek hale gelecekti. Bu onun belki bugünkü zaferi olacaktı. Ama artık o zaferi kazanamayacak; sen onun zaferini çaldın.”
Ne diyeceğimi bilemez halde, orada öyle kalakalmıştım.
Yazının geri kalanını ve Cüceloğlu’nun başından geçen bu olay sonrasına fark ettiklerini mutlaka okumalısınız: İki Masum Davranış ve Farkına Vardığım Beş Kavram
Bir cevap yazın