Burada yazmıştım. Yaklaşık 9-10 haftadır Mahmure.com ve Bebişler.com sitelerinde köşe yazılarım yayınlanıyor. Başlık aslında buradakiyle aynı: Baba Olmak. Köşe yazılarına ayırdığım enerji aslında ister istemez Babaolmak.com’a yazacaklarıma ayırdığım vakitlerden kırpıldığından, konu da aslında aynı olduğundan aynı yazıları buraya da alayım ve orijnal çatı altında toplayayım istiyorum. Yazıları tarihleriyle ekleyip, doğru linkleri ve elbette ki hepsinin derlendiği bir yazıyı yayına alana dek en son yazıyı sizlere aktarayım dedim: Fırçamı Yedim Oturdum

İtiraf mı lazım? Bende hep var bir miktar. Bu yazının itirafı mı? Çok çok çok (ne kadar çok yazarsam o kadar etkili olur mu bilmiyorum) nadiren de olsun kızıma sesimi yükselttiğim oluyor. Bağırmak sayılmaz bile ama sesim yükseliyor. Hatta çok çileden çıktığımda (buna sonra mutlaka geri gelelim) bağırdığım da oluyor.

İşe yarıyor mu?

Kesinlikle hayır.

Bağırmayı öğrenmekle kalmayıp, pekiştirmiş olduğu gibi bir de üstüne üstlük kullanacak imkân da bulmuş oluyor. Elbette… Sadece benim değil ki, anasının da kızı, dolayısıyla her birimizin iki katı etmesi çok doğal bu durumda.

Dün ona bağırmamla birlikte verdiği tepki gözlerimin içine alabildiğine dik, olabilecek en “domuz” ifadesiyle bakıp. “Sen bana bağıramazsın!” diye geri bağırmak oldu. Haklıydı da… Sonra da ayaklarını rap rap yere vurarak odasına gitti. Güleyim mi ağlayayım mı bilemediğimden “Bir süre odandan çıkma istersen sen…” diye seslenebildim ancak.

En fazla iki dakika sonra ise yanında özür diliyordum. Yatağına yatmış elleri yüzüne çekik alnı yatakta duruyordu. “Ben Lego oynamak istiyorum, yardım eder miydin?” sorumu yanıtsız bırakmadı ve barış içinde (olduğumuzu sanarak) Lego oynamaya koyulduk.

Sonrasında çok basit bir çatışmada hatta çatışma bile değil hoşnutsuzlukta (yaptığım kuleyi beğenmemişti – ki çok da güzel olmuştu ayrıca) Legoları tüm odaya saçmakla kalmadı bağrış çağrışa kesti ortalığı… (Gözlerinden de alev çıkarmayı ihmal etmiyordu) Bana ne kadar kızgın olduğunu hatta sadece kızgın değil aslında ne kadar üzgün olduğunu söyleyip durarak evin içinde gezindi durdu. (Çatışma zamanlarında kızgınlıktan çok üzgün olmayı vurguluyoruz…) Bu kızgınlık tabii ki her zamanki gibi beni hiç sevmediğine kadar döndü dolaştı. (Böyle durumlarda da her şeye rağmen bizim onu ne kadar da sevdiğimizi, böyle kızgınlık veya üzgünlüklerin sevgiyle alakalı olmadığını vurguluyoruz)

Bu sırada

Yazının tamamını okumak için tıklayabilirsiniz…