Month: Mayıs 2007 (page 4 of 6)

32’yi bitirdik, doktorumuza göründük

18052007-01.jpgBugün, aylık doktor günümüzdü. Doktorumuz Sedat Bey, normalde sabah ilk randevularda aksi görünmüş olsa da gözümüze (geçen sefer sanki afyonu patlamamış gibiydi) bu sefer son derece keyifliydi. Bunu sağolsın bize de yansıttı. Bir sürü soru sorduk, hepsini -en sevdiği şekilde- uzun uzun anlattı…

– Kızımız, doktorumuzun tabiriyle “pırıl pırıl”mış. Herşeyiyle son derece normal, sağlıklı “tam istenen şekilde” imiş.
– Normal pozisyonunu almış, yani artık dönmüş, kafa aşağıda ayaklar yukarıda…
– Yaklaşık (!) 1733gr olmuş. (Mercimek, fasulye filan değil artık, kocaman bir şey olmuş)
– Sabahleyin hıçkırık tutmuş olduğunu söyledik. Meğer hıçkırık değilmiş o; “nefes egzersizi” imiş. Yapıyo olması da çok iyiymiş.
– Ultrason esnasında yine fıldır fıldırdı kendisi (“hazır doktor da burdayken çıkarın beni şurdan” diyor da olabilir)
– Tam ultrasonla yüzüne bakarken gözlerini açtı. Gözbebeğine kadar göründü bir ara… (Mucizeye şahit olmaya devam ediyoruz)
– Bundan sonra dört günde bir kontrole gidilecek kalbini gözleyeceğiz veledin. (Birazdan ayrıca detaylıca anlatacağım)
– Tüm testlere (özellikle ikili test) ve detaylı ultrasona rağmen down sendromu riskini sorduk doktorumuza, hesap makinesini eline alıp hesap etti: 15242’de 1.
– Ayrıca doktorumuz epidural sezaryan ile soruları yanıtlarken Deniz’e, epidural’in etkisini gösterip göstermediğini karnını keserek değil daha normal yöntemlerle test ettiklerini söyledi. (Karın başta olmak üzere vücuda soğuk bir şeyler dokundurum hissedip hissetmediğini sormak gibi.) (Normal doğumda epidural’in etkisini gösterip göstermediği, haliyle bağırtıra bağırtıra normal doğurtma esnasında kendiliğinden anlaşılıyor)
– Son olarak Deniz’in bu aralar en büyük kaygısı olan göbeğini şaplatmam ve arada da göbeğine bastırmam konusunu sorduk. Hiçbir şey olmazmış. (Ehehehe) (Bu arada “abartma, kesesini patlatırsın” dedi) (“o kadar da değil” dedim) ;)

Sorun yok, kızımız “pırıl pırıl”

Geri Çağrılan Ana Kucakları

Bizim ana kucağı dediğimiz zımbırtı aslında bebekler için araçta seyahat koltukçuğu, elbette ki araçtan eve (veya biryerlere) taşımaya da yarıyor. Taşıma esnasında taşıma kolunun düzgün kilitlenmemesi sebebiyle içindeki bebekleri kafa üstü yere düşürdüğü saptanan Evenflo marka ana kucakları firma tarafından (sonunda) geri çağrılmış.

“Sonunda” denmesinin sebebi satılan 450.000 zımbırtı var. Ürün yaklaşık 2 yıldır satılıyor.  Bu süre içinde rapor edilen 679 adet düşme olayı var ki bunlardan 160’ı yaralanmayla sonuçlanmış. (Yaralanmalar arasında kafatası çatlağı da var) Dolayısıyla firmanın geri çağırma kararının bu kadar gecikmesinin sebebi merak ediliyor. (Hesaba göre her 663 üründen biri hatalı, her 2813’de biri yaralanmaya sebep oluyor, ayda yaklaşık 20.000 adet satılsa, her ay 30’a yakın rapor/şikayet geliyor olmalı… Bu durumda eğer ki 679 bebek son aylarda birdenbire koltuktan düşer olmadılarsa sanırım bir ağırdan alma durumu var… (Bu arada ana kucağının içindeki emniyet kemeri bağlıyken bebeklerin düşmesi mümkün olmayacağından ebeveynlerin de biraz ihmali var gibi sanki ama…)

Konuyu bu kadar detaylı inceleyen ben değilim, Daddytypes.com‘dan Greg… Tıklayın, detaylıca okuyun, hatta grafik olarak konuyu inceleyin…

Lego Buz Küpü

Lego’yla büyümüş bir yetişkin (!) olarak her türlü lego son derece heyecanlandırıyor beni. Lego’nun sitesinde günlük kullanıma yönelik ıvır zıvırlar da bulmak mümkün. Lego tuğlaları şeklindeki buz kalıbı da bunlardan biri. (Rakısını lego tuğlası şeklinde buzla içen bir kişi ciddiye alınır mı bilemiyorum) (Pek rakı içmeyen biri olarak bu meseleyi kafama takıyor muyum? Hayır) Neyse, dediğim gibi son yıllarda bilgisayar oyunları karşısında gittikçe ezilen Lego yeni ataklar yapmaya ve yavaştan dirilmeye devam ediyor. Buz küpü filan hikaye tabii ki beni asıl heyecanlandıran 2006 sonunda piyasaya çıkan Mindstorms NXT, bir fırsatını bulsam kızıma (!) hemen alacağım ancak kendimi tutmaya devam ediyorum. Ürün 10+ yaş için öneriliyor, eh demek ki bi’ beş sene beklesem bu iş tamam… ;)

Bu arada Lego Tirbüşon ve şişe açacağını da şarap ve biraseverlere öneririm. (Kendi kendime önerir gibi oldum biraz, garip oldu)

Ahşap Bebek Oyuncakları

The Wooden Wagon” ahşap oyuncaklar üzerine uzmanlaşmış bir oyuncak firması. Üstelik aile firması ve “evimize sokmayacağımız hiçbir şeyi müşterilerimize önermeyiz” gibi bir mottoları var.

Sitelerindeki oyuncaklar birçok kategoriye ayrılmış: Bebekler için, çocuklar için ayrı kategoriler bulabileceğiniz gibi, ürünler de kendi aralarında gruplanmış durumdalar. Gördüğüm kadarıyla “daddymade” isminde yeni bir seri ile de çok basit bazı oyuncakları “DIY” (Do it yourself) yani öz Türkçe, “kendin pişir kendin ye” şeklinde hazırlamışlar. Gerekli parçalar, zımpara kağıdı, uhu vb paketin içinden çıkıyor, sen de çocuğuna oyuncak yapmanın haklı gururunu yaşıyorsun. Bir bütün olarak bakıldığında çok keyifli mesele…

Amerika dışına ürün yollamak konusunda zayıf not aldıklarını belirtmeliyim. Amerika dışı için e-mail atıp posta ücretlerini öğrenin önce demişler. (Bu devirde böyle uygulama hoş değil, potansiyel müşteriyi anında kaybedersin mazallah)

İşte site.
İşte bebek oyuncakları bölümü.
İşte baba yapımı bir oyuncak: Babalu  (Yahu yoksa Türklerin bir parmağı mı var bu oyuncağın isminde?) (Bu arada fiyatın kazık olduğu da su götürmez bir gerçek)

32.Hafta – Artık pembeleşiyoruz…

Kızımız şimdiye kadar kırmızıymış meğerse. Cilt altı yağ dokuları oluştukça rengi pembeleşmeye başlıyormuş. (Erkek çocuklarda mavileşiyormuş) (Çok kötü oldu di mi espri, bu saatte bu kadar.) Pembeleşen veletler, önümüzdeki iyi ay içinde kulak memesi kıvamına geldiğinde doğuma hazır oluyorlar… (Bu ilkinden de kötü oldu, biliyorum)

Enteresan, tırnaklar tamamen oluşmuş ve parmak uçlarına kadar uzamış. (Tırnak makasımız hazır, kızımızı bekliyor…) Tırnaklar filan uzamış olsa da veledimizin büyüme hızı bu hafta itibariyle yavaşlıyormuş. Artık olası bir erken doğuma hazırlıklı olmak lazımmış. (Deniz’in yolladığı linkleri okudum, hazır mıyım bilmiyorum, filmlerdeki gibi otomobilde filan doğum yaptırtabileceğimden şüpheliyim, ancak başı dışarı çıkan veledi, başından tutup dışarıya doğru kanırtmayacak kadar da bilgi sahibiyim)

Bu arada bu gebelik rehberlerini yazanlar bu son haftalarda iyice baymış olmalılar ki çok fazla detay vermez olmuşlar. Sİndirim için anneler lifli yiyecekler tüketsinler, kalsiyuma, vitamine devam… Dolayısıyla neymiş, cuma günkü doktor randevumuzu bekleyip, fazla sabırsızlanmadan yeni ultrason senasımıza hazırlanıyormuşuz…

Older posts Newer posts

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑