Haftalar ilerledikçe bebeğiniz gittikçe daha uyanık ve etrafının farkında olmaya başlıyor. Her ne kadar ufacık görünseler de her geçen gün birşeyler öğreniyorlar. Günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirseler de uyanık oldukları zamanlarda cevreyle daha fala ilgilenmeye başladıkları bir gerçek.

Çevreden gelen sesler bu aşamada bebeğinizi kolay kolay uyandırmaz. Her ne kadar telefon çalması, köpek havlaması, elektirikli süpürge, kapı çarpması gibi seslerle irkilseler de uykuları bozulmaz. Bu refleks, yenidoğanların gürültülü bir ortamda da uyumalarına yardımcı olur. (Bu da, tahmin edersiniz ki son derece faydalıdır.)

Ayın sonuna doğru çok hafif de olsa bebeğiniz başını kaldırmaya başlar. Genelde 45 derecelik açıyı aşmasa da bazı bebeklerin başlarını 90 derecelik açıyla kaldırmalarına da rastlanabilir. Eğer ki çok şanslıysanız bebeğinizin gülümsemesini bile yakalayabilirsiniz bu aralar.

Dördüncü haftanın sonunda yani ay tamamlanınca artık rutin doktor kontrollleriniz başlayacak; boy, kilo, baş çevresi gibi önemli veriler takibe alınacak, kalp, ciğerler, bıngılda kontrol edilecek.

Bu dönemde “kolik” konusu gündeme gelebilir. Kolik’le ilgili bilgi edinmenizde fayda var. Bebeğiniz günde üç saatten fazla, susturulamaz, rahatlatılamaz şekilde ağlıyorsa (üstelik de tamamen sebepsiz yere) kolik’le tanışmışsınız demektir.

Bu aralar bebeğinizle sohbete başlayabilirsiniz. Kendinizi garip hissetmeyin, özellikle yüzyüze konuşmanızın faydası büyük. Çok uzağı göremese de, karaltınıza, siluetinize dikkat kesildiğini göreceksiniz bebeğinizin. Cevap veremese de, emin olun dinliyor sizi…

Elbette ki unutmamak lazım, her bebek ayrı bir birey ve kendine has özellikleri var. Kişisel gelişim, adı üstünde son derece kişisel. Dolayısıyla, yukarda bahsedilen olaylar aynen buradaki sırayla olmayabilir, söz konusu haftalarda olmayabilir. Bunlar sizde panik yaratmamalı ancak, şüphelendiğiniz durumlarda da uzman hekimlere danışmaktan da geri durmamalısınız.