Baba Kız Tatili – Bölüm 2

Baba kız küçük kaçamağımızın üçüncü gecesindeyiz. Dün gece o yattıktan ve el ayak çekildikten sonra yazıp bitirdiğim “tefrika”mın ilk bölümünden hemen sonra yaşadıklarımız yazmazsam olmaz… Büyük laf etmemek, dereyi görmeden paçaları sıvamamak lazım, bir kere daha an an yaşadım…

Dünkü yazıyı okuyanlar bilir; Z sonunda uyumuş, ben yazıyı yazarken de horul horul uyumaktaydı. Hatta yazının yorumlarına da az önce kontrol ettim, bıraktığım gibi uyuyor diye not da düşmüştüm…

“Saf”lık diyelim…

Yazıyı yayınladıktan sonra biraz daha oyalanıp 03.30 sularında odamıza gittiğimde Z, yatağın iyice kenarına gelmiş, neredeyse düşmek üzereydi ve pikeye feci şekilde dolanmıştı. Düzeltmek için elimi attığımda farkettiğim ise her tarafın sırılsıklam olduğuydu. :)

Son derece büyük bir soğukkanlılıkla hızla pike, çarşaf, ıslak yastık kılıfı, hatta yastığı yatağın üzerinden toplayıp koridora çıkartttım. Z’nin ıslak külodunu çıkartırken bir an gözlerini açtı ve:

– Denize girdim de ondan böyle ıslağım…

Diyerek uykusuna devam etti. Yatağın ıslak olan kısmına eski bir plaj havlusu koydum ve iki kişilik yatakta duvar tarafına Z’yi sıkıştırıp sonunda ben de yanına yattım ve böceğe sarıldım… Ve fakat üzerindeki atlet de sırılsıklamdı… Baktım idare edilecek gibi değil; böceği hafif doğrultup onu da çıkarttım. Tam bu sırada bir an daha gözlerini açtı ve:

– Çok terlemişim de ondan bu kadar ıslak atletim…

Diyerek uykusuna devam etti ki o arada üzerine temiz bir tişört geçirecek fırsatı buldum. Sonra sarıldım ve yanında yattım. Uykum iyice açılmıştı ve keyfim de üstelik çok yerindeydi. Kızıma sarılıp yattığımda ne kadar mutlu olduğumu düşünürken küçük hanım üzerinde külot olmadığını fark etti ve gecenin üçüncü cümlesi de geldi:

– Ben niye külot giymemişim?

Çok ıslandığını, çıkarttığımı ve rahat uyuması için geri giydirmediğimi fısıltıyla anlatırken o çoktan uykusuna dönmüştü bile. Bu arada yatakta fıldır fıldır olduğundan ve ben de her ikimizi de ıslak kısımdan uzak tutmaya çalıştğımdan renkli bir gecenin başladığını düşünüyordum. Tam T harfi şeklinde garip bir şekilde yerleşmişken (ki ben o sırada sabaha kadar iki büklüm uyuyup uyuyamayacağımı düşünürken) uyandı., oturdu ve su istedi… Hemen uzanma mesafesindeki matarasından suyunu verdim; arkasından kendinden beklenmeyecek derecede nizami şekilde yatınca ben de yanına yattım yeniden ve yavas yavaş uykuya daldık…

Sanırım 10-15 dakika geçmişti ki (ben de tam dalmışım) “donnk” sesiyle uyandık. Neresi olduğunu bilmiyorum (tahminim dirsek veya diz) ama Z bir yerini duvara vurmuş, uyanmış ağlıyordu. Hem de ağlamak. Dakikalarca sakinleşmemesi sonucunda bütün ev halkının uyanması bir yana ben onu sakinleştirmeye uğraştıkça “Seni istemiyorum, git burdan” diye böğürerek “annnneeee” diye ağlıyordu. (Dün “henüz annesini aramadı” diye yazmıştım… Bu da bana kapak olsun) Sakinleşmemesi sebebiyle en sonunda “git burdan”a uyup odanın dışına çıktım ve sakinleşti. Ancak 15-20 saniye sonra annesinin yanına gelmediğini fark edip bir üst tondan feryat figan etmeye de devam etti ki o anda geri yattım yanına… Onunla konuşmaya çalışıp annesinin evde olmadığını izah ederken “burnum acıyor” dedi; burnunda bir şey olmadığını söylediğimde bir anda sakinleşti ve içini çekerek uykuya daldı… Krizi atlatmıştık… Sabah; hiçbir şey olmamış gibi uyandı…


Gün, genel olarak sakin ve normal geçti… Günlük sıkıntılarımız aynı, bir şeylere daldığı ve tuvalete gitmeyi unuttuğundan bir iki kaza… Öğlen uyku uyumuyor, dolayısıyla akşam 8 gibi uykusu geldiği için arıza moduna geçiyor, ne muzurluk, ne yaramazlık yapacağını şaşırıyor; iki akşamdır fırçasını yiyor; yaptığı hareketin yanlışlığını düşünmesi için odasında bir süre yalnız kalıyor. Tam yemek öncesi olduğundan dün son anda odadan alıp yemeğe oturtmuşum, bugün yetişemedim, balkondan attığı kocaman taşın aşağıda birinin kafasına gelip gelmeyeceği üzerine düşünürken (muhtemelen) uyuyakaldı… Daha saat 19.45’di… Günü böylece kapattı… Bakalım ben birazdan yanına gittiğimde geceyi kuru mu geçireceğiz yoksa yeni maceralar bizi mi bekliyor…

0 Comments

  1. Sizi okumak çok keyifli,böyle içten bir baba olduğunuz için tebrikler.Zaman ayırıp bir baba olarak yazmanızsa daha harika.
    Takipteyim :)

  2. Biz iki yıldır baba kız tatile yalnız gidiyoruz. Kayra'nın büyüdüğünden midir yoksa babasıyla yalnız tatile çıkmanın verdiği bir sorumluluk mu bilmiyorum ama, tatilde inanılmaz iyi. Sözümden hiç dışarı çıkmıyor (denizde yüzmek dışında, dudaklar morarana kadar denizde kalmak zorundayız). Bu arada bolca dudaklarımı ısırmalıyım, çünkü önümüzdeki hafta yine 6 günlüğüne baba kız olarak tatile çıkacağız. Sizin baba kız maceralarınızı okudukça benim de aklıma çok miktarda aslında düşününce çok yorucu ama bir o kadar da zevkli anılar geliyor. Sen bunları rahatlıkla yazıya döküp paylaşabiliyorsun. Bize de okumak düşüyor :))

  3. ufak kazalara rağmen tatiliniz çok keyifli görünüyor:) bizimki de şayet gün içinde pestili çıkarsa baygın gibi uyuyor ve altına yapıyor…rüyamda klocete otuydum ve yaptım diyor :)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2024 Baba Olmak

Theme by Anders NorenUp ↑